Kategoriler

10 Kasım 2016 Perşembe

Bloodivores Anime Değerlendirmesi

Yo, omae ra! Genki kai? Kacchan da yo!

Güncel çoğu animeyi takip eden bir fellow olarak, sezon boyunca ilgimi çeken projelerin yeni bölümlerini yorumlayacağım gibi, sezon sonlarında toptan değerlendireceğim seriler de olacak. Bloodivores de onlardan bir tanesi. Şimdi güncel serilerden az çok haberdar olan okuyucularımız ''HAA? Nan nano sore??!! Bloodivores daha bitmedi ki, ne değerlendirmesi?!'' diye düşüneceklerdir. Benim için bitti arkadaşlar :')
Yorum yapmaya başlamadan önce belirtmeliyim ki, yarıda bıraktığım çok fazla anime yoktur. Fakat 12 bölüm süreceği belirlenmiş bu serinin ancak 6. bölümünün sonuna kadar dayanabildim.

*Yazının buradan sonrası ağır negatif eleştiri ve spoiler içermektedir. Serinin koyu hayranları ya da spo almak istemeyenler, ikinci bir kez düşünüp devam etsinler.*

STORY: 2/10
Animenin ilk bölümünü büyük bir heyecanla izlememiş olsam da, ileride zevk alabileceğim bölümlere sahip olacak potansiyel bir seri olarak görmüştüm. ''Vampirler'' gibi klasik bir konuya sahip olmasına rağmen, asıl konunun karakterlerin geçmişlerine dayalı olduğunu ipucu veren ilginç bir dünya. Üstelik bu tarz animelerin ilk başladıklarında her zaman yaptıkları, ''Konuyu karaktere açıklatma'' saçmalığını uygulamayarak, hem bize gördüğümüzü yorumlama ve çözme imkanı sağlamış hem de karakterlerin zaten hepsinin bildiği şeyleri sesli bir şekilde açıkladıkları o tuhaf sahnelerden kaçınmış olduk. Bu güzel başlangıcıyla, beni heyecanlandıracak bölümlerinin geleceğinden neredeyse emindim. Oh boy, öyle bir yanılmışım ki.
Serinin bu hafta çıkan 6. bölümünü de izledikten sonra rahatça söyleyebilirim ki, beni heyecanlandıran sahne sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Survival konsepti eğer güzel ele alınırsa, gerçekten ilgi çekici seriler ortaya çıkabiliyor. Hatta benim de favori konseptlerimden biridir. Eğer bu konseptin bir animeye nasıl yanlış uygulanabileceğini öğrenmek istiyorsanız, Bloodivores çok güzel bir örnek. Peki, sorun ne miydi? Muhtemelen survival elementini; romantizm, zamanda yolculuk, vampirler, gizem, süper güçler, teknoloji ve daha birçok elementle aynı oranda bulamaç yapmaya çalışan yazarımız olsa gerek -_- Give me a break, man!
Sadece ilk bölümü izledikten sonra puan verecek olsaydım, muhtemelen başlangıç için 6 verip, sonraki bölümlerde yükselteceğimi düşünürdüm. Ama bu izlediğim 6 bölüm sonucunda konu işleyişine verebileceğim puan: 2

ART: 3/10
Hai, minna saaaan geldik zurnanın zırt dediği yere flhdlks.. Uzaktan baktığınızda yine somewhat bir potansiyel sahibi gibi görünüyor karakter dizaynları, değil mi?
Değil.
Animemiz, Çinli bir webcomic çizeri olan Bai Xiao'nun Space-Time Prisoners adlı eserinden uyarlanmış. Ön yargılı davranmış gibi olmak istemem ama, eğer tüm Çin yapımı anime serilerinin çizim kalitesi bu durumdaysa, başlamadan önce bir kez daha düşünmenizi öneririm.
Daha önce de söylediğim gibi, karakterler uzaktan aslında o kadar kötü durmuyorlar. Baş rolümüz olan Mi Liu'yu ele alalım mesela. Bir Kaneki havası veren karakterimiz genel olarak bakıldığında, sevimli denebilecek kadar güzel çizilmiş duruyor.



Fakat eğer dikkatli bir izleyiciyseniz, ya da animenin çizimi sizin için önemliyse eminim bir süre sonra siz de benim gibi rahatsız olmaya başlayacaksınız. Orantısız göz, burun, ağızlar... Eğri büğrü çizilmiş çizgiler... Kötü gölgelendirmeler... Bunlar dikkatimi çeken ayrıntılardan sadece birkaçı.





Çizgilerin eğriş büğrüşlüğü, yumuşak olması gereken yerlerdeki gölgelerin sertliği bir tek benim dikkatimi çekiyor olamaz, değil mi? Belki bu herhangi bir izleyici için çok da dikkat çeken bir şey olmayabilir. Ama benim sürekli gözüme takıldı ve takıldıkça da rahatsız etmeye devam etti. Özellikle yakından çizilen yüz sahnelerinde boğulacak gibi hissettim.



Şu sahnede iki gözün farklı taraflara baktığı o kadar açıktı ki.. Hadi, diyelim ki sanatçı yanlış çizdi, yahu editör ne güne duruyor?



Tabii, ''Bu senin düşüncen. Bizi rahatsız etmiyor ya da gözümüzü kanatmıyor.'' diyebilirsiniz. Haklısınız arkadaşlar. Fakat bir sonraki koyacağım görüntüye kimsenin itiraz edebileceğini sanmıyorum.



Evet, sağdaki resim animenin 5. bölümünün sonundaki 6. bölüm tanıtımından aldığım bir screenshot. Ve evet, yanlış görmüyorsunuz. Normalde mor renk saça sahip yardımcı roldeki kızımız, sağ tarafta nedense baş rolümüz onu taşırken gri saça sahip.. 3. sınıfa giden çocuklar topluluğu mu yoksa sarhoş ossanlar topluluğu musunuz bilmiyorum ama, size sesleniyorum ey yapım ekibi! WHAT THE EF IS WRONG WITH YOU?!! Kendi animasyonunuza bu kadar önem veriyorsanız, benim de önem vermemi beklemeyin. It's okay, Mi Liu. I wanna cry too..

CHARACTERS: 4/10
Karakterler konusunda ne büyük bir şikayetim, ne de bir beğenim olduğunu söyleyemeyeceğim. Fakat ben bir animede en çok karakter unsuruna önem verdiğim için, karakterlerin beni etkilememiş olması animeyi bırakmamda büyük rol oynadı. Yani şurada serinin yarısına gelmişim, mantıken baş karakter olan kızın ölmüş olabileceği sahneyi gördüğümde azıcık üzülmem ya da acıma duygusu hissetmem gerek. Ama maalesef öyle bir şey hissedemedim. Hatta Anji ''Mi Liu, beni burada bırak ve git.'' diye olabilecek en klişe şekilde ölüme terk edilmeyi istediğinde, hissettiğim tek şey tüylerimin ürpermesiydi -__-

SOUND: 7/10
Sanırım tek şikayetçi olmadığım kısım burası olabilir. Hatta opening ve ending şarkılarını beğendiğimi söyleyebilirim. Opening ''Mili - NENTEN'', ending ise ''Siraph - Quiet Squall''. Soundtrack kısmına gelirsek, çok etkileyici bir şey olmasa da, seriyle uyumlu olmuş. Sanırım bu açıdan iyi olduğunu söyleyebiliriz.

OVERALL: 3/10
Haaai minna san! İlk anime değerlendirmemin sonuna geldik. Sizce biraz acımasız mıydım? Hheh heh heh.. Böyle negatif bir değerlendirmeyle başlamayı ben de istemezdim ama ne olursa olsun bu düşündüklerimi size aktarmak istedim!! Bir daha ki sefere beğendiğim bir seriyle görüşürüz umarım hara hara hara haraaa... Kacchan out!!

JAA NE!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder